Ana içeriğe atla

BÜYÜ


Sihir Nedir?



Türü ve şekli ne olursa olsun, sihir kurbanın aklını ve kalbini kontrol altına alma girişiminden ibarettir. Sihir sayesinde şeytan kişiyi kontrol altına alma imkanına sahip olarak, sihirle hedeflenen şeyleri ya tamamen ya da kısmen gerçekleştirmeyi başarır.
Sihirden kimi zaman öldürmek hedeflenir, kimi zaman bildiklerini unutturmak, kimi zaman duyguları yönlendirmek. Sihrin kimisi hastalık meydana getirir kimisi eziyet. Sihirle ortaya çıkan sonuçlar o kadar çeşitlidir ki, bunları sınıflandırmakta zorluk çekeriz. Sihrin yapılış yöntemleri de aynı şekilde çeşitlidir ve bunları da sınıflandırmak mümkün değildir. Öyle ki her toplumun kendine has sihir ayinleri vardır. Bu işlemde müşterek olan tek bir nokta varsa, o da şeytana ibadet ve Allah‟a ortak koşmadır. Bunun yanı sıra şeytan büyücüden, büyük haramları, özellikle de zinayı işlemesini ister. Çünkü bu kalpten imanı tamamen kaldırır. Şeytan kalbinden hayır bütünüyle kalkmadıkça büyücünün isteğini yerine getirmez.
Sihir şu iki şeyden biriyle gerçekleşir:
1- Kişiye tahsis edilmiş şeytanın (karîn) kullanılmasıyla.
Bazı büyü ve çarpma durumlarında etki dışarıdan olur ve çoğunlukla insanda zaten var olan karînin zorla kullanılması yoluyla olur. Kimi kez hasta görevli cinin dışarıdan karîne emredişlerini duyar. Bu olay çoğu kez rukye esnasında ya da mescitte yahut teravih gibi uzun bir namaz esnasında olur. Bazı şeytanlar dışarıdan gözlere ve kulaklara etki etme gücüne sahiptirler.
Cinin dışarıdan etki ettiği durumlarda hasta iç sıkıntısı ve kalp çarpıntısı gibi cinin içeride olduğunu gösteren şeyleri hissetmez.
2- Özel bir görevli şeytan gönderilmesiyle.
Bu görevli şeytan „karîn‟den yardım alır. Eğer hasta, içinde konuşan iki ayrı varlık fark ediyorsa, bu kendisine karîn dışında başka bir görevlinin gönderildiğini gösterir. Eğer hasta sadece vesvese hissediyorsa diğeri halen dışarıdadır ve vücuda girmeyi henüz başaramamıştır. Bu dönemde hastanın uykusunda gördüğü kabuslar dışarıdakinin içeri girme çabasını gösterir.
1 Bu yazı uzun seneler tedavi işiyle uğraşmış tecrübeli bir rukyecinin internet üzerinde yayınlanmış yazılarından derlenip özetlenmiştir.


Büyücü Neden Anne Adı Sorar?
Çünkü büyü aleminde tüm bilgiler karînden alınır. Karîn yoluyla hastanın vücuduna girmeden önce onun hakkında bilgi sahibi olunur. Kişinin tespiti ise anne adı yoluyla olur. Kısacası, anne adı yoluyla kişi tespit edilir ve karîn aracılığıyla onun hakkında bilgi edinilir.
Karîn
Karîn kişi doğduğu andan itibaren bedenine girer ve ölüm anına kadar da çıkmaz. Bu nedenle çocukların rahatsız edici şekiller ve rüyalar gördüklerine, bazen sesler duyduklarına tanık oluruz. Öyleyse, en güzeli çocuğa ilk önce kelimeyi tevhidi ve söyleyebileceği başka zikirleri öğretmek, nas ve felak surelerini ezberletmek ve doğumlarından itibaren annenin ve babanın koruyucu duaları çocuğun üzerine okumalarıdır.
Bir ailenin karînleri her zaman aynı gruba mensup cinlerden oluşur. Bu grup annenin karîninin grubu olur. Bu grubu tanımak için çeşitli alametlere bakılır. Babanın karîni ise farklıdır.
Cinler çok çeşitli gruplara bölünmüşlerdir. Onlar da insanlar gibi yeri ve göğü aralarında paylaşmışlardır. Arap Yarımadasındaki bir cin bir başka bölgedekinden farklıdır. Her birinin mensup olduğu kabile bellidir. Her birinin girebileceği şekil ise diğerinden farklıdır. Örneğin, Arap Yarımadasındaki bir cin fare şekline girmez. Bunu daha ziyade Afrikada görürüz. Bu yüzden hastanın rüyasında gördüğü şekiller de onların hangi bölgelerden olduklarını gösterir.
Kişinin vücudunda zaten var olan karîn vücudu hiç terk etmez ve o kimse dinden uzaksa eğer onu rahatsız da edebilir. Kişi dinine sarıldığı zaman bu rahatsızlıklar kalkar.
Karîn daha ziyade mide ve on iki parmak bağırsağı tarafından ve vesvese şeklinde yahut tekrarlanan sesle konuşur. Eğer ses uygunsuz bir zamanda geliyorsa ve ilgisiz bir sözse cinler kendi aralarında konuşuyorlardır. Onlara dikkat kesildiğinde susarlar. Bu durum genellikle rukye esnasında olur.
Bazen sırt ve omurganın alt tarafından konuşurlar ve kişi bunu kulağıyla işitir. Bazen de büyücülerin yaptıkları gibi kulağa konuşurlar. Bu bazı hastalarda olabilen bir durumdur.
Karînin bedende belirli bir yeri vardır ve buradan hiç ayrılmaz. Ama onun bir kısmı bedenin istediği yerine doğru hareket edip uzanabilir. Eğer insan dindar ve muttaki ise karînin ona söz edilmeye değer bir etkisi olmaz. Vücutta gerçek anlamda hareket edebilen ise sihir ve onunla sorumlu olan şeytandır, karîn değil. Sihir maddesi ortadan kalktığında ve sihir iptal olduğunda rahatsızlık ortadan kalkar ve şeytan etkisizleşir.
Karînin sırtta, başta ya da karnın altında yerleştiğini söyleyenler büyücüler ve kâhinlerdir, onların sözlerine ise itibar edilmez. Şeytan kendi sırlarını açığa vurmaz ve büyücülere herkesten daha fazla hile yapar. Gerçekte büyücü büyü alemindeki en hakir yaratık kabul edilir. Onun elinden tüm hakları alınır ve hiçbir şeye itiraz edemeyen bir köle haline gelir. Şeytanlardan emir alır ve sahip olduğu bilgiler şeytanların sözlerinden başka bir şeye dayanmaz. Dolayısıyla onlar şeytanların dostlarıdır ve onların sözlerine itibar edilmez.


alıntıdır.( http://www.risaleforum.com )

Saygılarımla ,

İsmail 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar